
Bizim
Hikaye
Ben Emine Colin ve size biraz kendi hikâyemden ve zeytinyağı dünyasında bu büyülü yolculuğa nasıl başladığımdan bahsetmek istiyorum!
Gerçek bir asi ruh
Bu seçimimde kültürüm ve kökenim büyük rol oynadı. Hikâyem; topluma duyulan sevgi, yeni zorluklar karşısında korkusuzluk ve kadın güçlenmesiyle dolu. Türküm, İstanbul’da doğup büyüdüm. Türkiye’nin kırsalında anneannemle geçirdiğim zaman bana çiftlik yaşamı hakkında çok şey öğretti ve doğaya, çevreye olan ilgimin ilk tohumlarını ekti. Gerçek bir asi ruhtum; o dönemki katı Türk toplum kurallarına uymayı reddettim ve dünyayı keşfetmem, hayatımda yeni bir sayfa açmam gerektiğini hissettim. Hiç tereddüt etmeden, 19 yaşında Amerika’ya taşınmaya karar verdim. Oraya çok az şeyle vardım, ama hayat bana çok şey sundu.

Başkalarına Değer Vermek
Üniversite ve diş hekimliği eğitimimden başlayarak ROTC ve Ulusal Muhafız görevim oldu, ardından ABD Ordusu Diş Hekimliği ile dünyayı dolaştım, Yarbay rütbesine ulaştım ve sonunda kuzey Kaliforniya’ya yerleştim; bir aile kurdum ve kendi endodonti kliniğimi açtım. Başkalarına değer vermek, onların hayatlarını iyileştirmenin yollarını aramak her zaman hayat yolculuğumun önemli bir parçası oldu.

Zeytinyağı ile Tanışma
Hayatımın ilerleyen bir döneminde, bana memleketime dönmem ve köklerimle bağ kurmam için ilham veren kocam Mark ile tanıştım. Türkiye’yi çok gezdik. Akdeniz iklimi ve uçsuz bucaksız zeytinlikler bana zeytinyağı yetiştiriciliği ve üretimine dalma fikrini verdi. Mark ile Milas bölgesini dolaştık ve bölgenin doğal güzelliğine aşık olduk. Biraz araştırma ve arayıştan sonra, bakımsız halde büyük bir arazi bulduk; yaşlı sahibi, gençlerin büyük şehirlere göç ettiğini (tıpkı ben küçükken babamın yaptığı gibi) ve aile arazisine bakmak istemediklerini anlattı. Orada yürürken çok huzurlu hissettik ve araziyi almaya karar verdik. İşte her şey o noktada başladı.

Zeytinyağı ile Tanışma
Yerel Toplumun ve Kadın Girişimciliğinin Desteklenmesi
Oro di Milas
dünya standartlarında bir elçi
Emine’nin hedefi, Oro di Milas Naturel Sızma Zeytinyağı’nın Türk kültürünün dünyaya elçisi olmasıdır. Türkiye’den gelen yüksek kaliteli bir sızma zeytinyağını tattıklarında insanların bu ülkenin güzel plajlarını, yamaç kasabalarını ve muhteşem mutfağını (favorileri: Hünkar Beğendi ve Künefe) keşfetmeye ilgi duymalarını umuyor. Emine’ye göre, anlayış ve takdir yoluyla geleceğin nesilleri için daha iyi bir dünya inşa edebiliriz.
Emine daha sonra arazileri çalıştırmak ve ağaçları canlandırmak için arkadaşlarını (ve onların arkadaşlarını) buldu. Satın alım haberi topluluğa yayıldığında daha fazla aile Emine’ye yaklaştı; şu anda toplam 300 dönümlük 4 zeytinliğe ve 8.000 ağaca sahip. Bu işe başlamasını sağlayan motivasyon sorulduğunda Emine, “ihmal edilmiş ağaçlar yetim çocuklara benziyordu; nasıl yardım etmezdim?” diye yanıtladı.
Emine’nin girişimleri birçok açıdan fayda sağladı. Zeytinlikleri yeniden canlandırarak toprağa yardımcı oldu.Arazi dışında fazla bir şeyi olmayan satıcılara yardımcı oldu. Zeytinlikleri yeniden canlandırarak toprağa yardımcı oldu. Yeni istihdam olanakları sağlayarak topluluğa yardımcı oldu. Yerel ekonomiyi destekleyerek bölgeye yardımcı oldu.

Ama Emine için bu da yeterli değildi. Dünya çapında bir Naturel Sızma Zeytinyağı (EVOO) üretmenin katma değerini öğretmek istedi. Şöyle diyor: “Zeytin dalı taşıyan güvercinin kanatlarıyla bu topluluğa ve dünyaya eğitimi getirmek istiyoruz.”
Ayrıca Emine, kadın girişimciliğinin tutkulu bir savunucusu. Zeytinyağı projesi sayesinde birçok yerel kadına tarlada ve değirmende çalışma, Oro di Milas üretimine katkı sağlama fırsatı verdi. Ayrıca kadın girişimcileri destekleyen birçok etkinliği de teşvik etti.
İlhamımız
Milas bölgesinin tarihi ve kültürü, Oro di Milas EVOO ile yakından iç içe geçmiş durumda. Bu çabaya en büyük ilhamı ise Milas’ın ünlü Türk halılarında (kilimlerinde) bulunan semboller verdi.
Semboller her zaman bilgilendirmek, iletişim kurmak ve fikir aktarmak için kullanıldı. Türk halılarında kullanımları yalnızca dekoratif amaçlı değildir. Köy ve aşiret toplumlarındaki kadınlar, yaşamlarının farklı dönemlerine uygun semboller ve temalarla halılar dokurdu: Evlilik, mutluluk, aile ve bereket sembolleri; vahşi hayvanlara karşı korunma sembolleri; ya da kötü göz (nazar) gibi soyut tehditleri savuşturacak motifler… O dönemde dokunan her halı bir hikâye anlatır.
Milas halılarında bulunan bu karmaşık desenler, Oro di Milas Reserve ambalajına ilham verdi.
Dikkatle bakarsanız, ambalajın dört sembolün sentezi olduğunu görebilirsiniz:

Hayat Ağacı
Ölümsüzlük, bereket, ahiret, yeryüzü ile gökyüzü arasındaki bağ, fiziksel ve ruhsal dünya arasındaki ilişki, birlik, denge.

Doğa Ana
Doğurganlık, yaşam kaynağı, besleyicilik, yaratılış noktası, ana tanrıça, anne karnındaki çocuk, bolluk, sağlıklı nesiller umudu, bitki ve hayvanların verimliliği.

Göz
Nazar, koruma, inanç, yaratıcı enerji, ruhsal farkındalık, bilinç.

Zeytin yaprağı
Barış ve zafer, dostluk, arınma ve şifa, uzun ömür, bilgelik, saflık, refah.

Kaynak: Milas Halı Müzesi
Burası slogan eklemek için harika bir yer.
Milas’ın Ünlü Halıları
Milas İlçesi, Yörük ve Türkmen boylarının bölgedeki en eski yerleşim yerlerinden biridir. İlk mali ve sosyal yapıların oluşmaya başlamasıyla birlikte halı dokuma sanatı da sadece bölgede değil tüm ülkede tanıtılmaya başlandı.
Milas halıcılığının en eski örnekleri 17-19. yüzyıllara aittir. Milas halılarının farklı desen ve kompozisyonlarla yapılmış çeşitli örnekleri Türkiye'nin ve dünyanın büyük müzelerinde sergilenmektedir. Milas halı dokuma geleneği, yalnızca dar ve geniş bordürlerin kullanıldığı ender tekniklerle tanınır.
Milas halı dokuma sanatı bölgenin kültürel hazinesini oluşturur ve değeri sonsuzdur. Tasarımlarında topraktan ve doğadan ilham alan halıların her biri, Milaslı kadınların ellerinde gelişen bir hikayeyi anlatıyor.
Milas halılarına özel karakterini veren en önemli unsur 'Türk düğümü' denilen düğüm tekniğidir. Bu tekniğin Orta Asya'dan Türkler tarafından getirilmesi Milas halılarını dünya çapındaki diğer dokuma sanatlarından ayırmaktadır.